20 Haziran 2012 Çarşamba

Ben Kör müydüm, Yoksa Sen Değiştin mi?

Önce bir acı hissettim, soluğum kesildi, her yanıma cam parçaları battı. Baktım kan göremedim. Acıdan derin bir sessizlik geldi, belleğimden hatıralar son kez beni kanırtarak kaydı gitti. Kaskatı kaldım, kımıldayamadım. Ağzımı açtım dökülmedi kelimeler. Hiçbir şey göremedim zira kördüm ben. Körlük benim kalkanım idi ama koruyamadı bu sefer bu acıdan. İçime çektim acıyı teslim olmadan, sonra boynum bükük kabul ettim. Ah, o son nefes ne de rahatlatmıştı beni, hepimizi. Sonra karlar yağdı; herkes toplanmıştı. Kocaman çamlara düşerken kar, kazılmış bir toprak; soğuk, çok soğuk...

Hepimizi gömdük biz oraya. Toprağa verdik tanımadık akrabalıkları. Sevgiyle kucaklaşmayan bedenleri, elleri de koyduk; uzananı da tutulmayanı da, yan yana. Gözler çok suçluydu, bir kere bile bakmamışlardı sevgi ile. Kuşandığımız ne varsa hepsini çıkarıp verdik toprağa. Gömdük, gömdük, gömdük... Utanmadık çıplaklığımızdan yürürken birbirimize, karlı bir ocak günü. Bu kez söylenmemiş temiz, sevgi dolu sözlerden mesajlar giyeceğiz. Burada ve beraber olmayı kucaklayacağız. Birbirimizi çoğaltıp büyüteceğiz. Okuduğumuz bir yazarın* kitap kahramanları gibi olacağız belki. Belki aramızdan biri bizi yazacak. Hepimiz birbirimize aynı soruyu soracağız; ben kör müydüm, yoksa sen çok mu değiştin? 


*Kristin Hannah

Hiç yorum yok: