24 Temmuz 2012 Salı

KUZGUN'UM YENİ YAŞINA HOŞGELDİN





Ben hep yazarım sebepli-sebepsiz, bir ses, bir duygu yeter bazen, ama bu gün farklı sebebime, kıymetlime yazıyorum.


Kuzgun'um,
Sana herkes'in birbirine hitap ettiği gibi hitap etmemek için bulduğum bu mahlas'ın anlamını biliyorsun. Sevgilim demek kolaydır, anlam yüklemeden; aşkım herkesin hitap şekli kolayca, derinleştirmeden. Ben sana bunca sevmeyi (b)aşk'a türlü anlatmak isterim. Ben bir çok şeyi senden öğrendim, bir o kadar unuttum, aklım oldun. Kızgınlıklarım, kırgınlıklarım oldu, her defasında seni daha çok sevmekle iyileştim. Çoğu kez iyi bir ikili olmanın tadına vardım, bazenler de yalnız kaldım. Hiç, bunu yapamaz dediğim olmadı, yapmazsa korkusuydu kıymık gibi giren hayatıma, çünkü bana göre hayat yaptıklarımızın ve yapmadıklarımızın toplamıydı. Ben çok okudum var olabilmek için, sen zaten biliyordun. Zorlu yollardan, yıllardan beraber geçerken teninin tuzuna kattım gözyaşlarımı, kokunu içime çektim. Sen'le olmuyor galiba ile gidip, sensiz hiç olmuyor'la geri döndüm. Sen perde aralığından giren güneş gibi sıcak ve parlak ışığım, bazen de beyaz duvarlarımsın kör eden. Açılmayı çok sevdiğim denizim'de kaptanımsın, ben seyir defterin; sen üzerine yazdıkça yaşayan. Kaptan kır şu dümeni bana, gel bodoslama. Yoluma çıktığından beri, sen hücrelerime yerleşeli ben kendimden taşındım, çağır beni. Adını zor koydum senin; ben bir tek zoru sevdim.
Ben senden gitmem oğlum, bana borçlusun, daha kır düşecek şarkılarımıza, ellerimize yaşlılık benleri konacak, sen bana bakacaksın, ben seni gözlerimde taşıyacağım. Ben, iyi ki doğmuşsun diye dua edeceğim; sen, iyi ki doğmuşum senin için diyeceksin. Daha bir çok güneşi beraber batırıp her 25 Temmuz'da seninle doğacağım. Kuzgun'um, yeni yaşına hoş geldin, diyeceğim. Kuzgun'um, hoşgeldin...

20 Temmuz 2012 Cuma

VE NEDEN UNUTUR HAYATI KADIN



Beni tanıyanlar bilir neşeli bir beşerim ben hayatı şaka gibi yaşamayı severim. Yeni tatlar bulmayı, yeni insanlarla tanışmayı, hayata renk katacak şeylerin peşinden gitmeyi severim. Bir de sizinle tanıştırmak isterim, korkularım vardır benim bazen komik bazen de acılı. Bazı şeylerden kaçmak isteseniz bile, gelir durur önünüze, ne yapsanız çekilmez. Görmezden geldim, iteledim; yok, hep karşımda. İyi de neden? Güzel soru; bir cevap yok henüz, çalışıyorum. Bütün mesele bir film. Bir film seyrettim dünyam değişti derler, ben seyretmesem iyiydi diyeceğim fakat onu da diyemiyorum; çok güzeldi. Görüntüler, duygu, oyuncular, sıcacık romantik filmdi. Bu aralar filmler, müzikler ve sözlerle çok ilgilenir oldum, biraz da ağlak oldum ama bunun korku durumumla bir ilgisi yok diye düşünüyorum. Neden korkar insan bir duygudan, başına gelirse ne olur korkusu mudur bu ya da öncelerden gelen bir bilgi midir, yaşanacağına dair. Şimdiye kadar öğrendiğim hislerim adına hiçbir şey nedensiz değildir. Mesela şaşırmaktan değil şaşmaktan korkarım, korkularımdan çözdüklerimle yola devam ederim. Avm'lerde terk edilmek korkumu yeni çözdüm; bu nasıl korku demeyin, valla korkutuyor. Çok derin çalışmalar yaptım, merak edenlerle paylaşırım.

Film "The Notebook". Şiddetli, imkansız, zorlu bir aşk, uzun bir birliktelik, çocuklar, torunlar... Aşk hiç bitmiyor, güçlüyse içinizde bir yerde bekliyor. Her gün beş dakika bile olsa sevdiği kadına aşklarını ve kendisini hatırlatmak için gün boyu kitap okuyan bir erkek (her gün ve hep aynı kitap), çünkü günün sonunda kadın hatırlıyor. Ağır bir demans kadının hastalığı, gittikçe hatırladığı anlar azalıyor. Artık seyredin dememe gerek yok, yok da ben neden korktum "UNUTTUM"



"NEVER LET GO" LÜTFEN DİNLEYİN
http://www.youtube.com/watch?v=9G4ZlwHssao&feature=player_detailpage

17 Temmuz 2012 Salı

MÜTTEKA VE MUİN




Siz hiç uzaktan ve dokunmadan sevmek nasıl bilir misiniz ?Sevmek dokunmaktır ,bu iki kelime bir kılişedir.Henüz bilmediğiniz ,birazdan anlayacağınız.O halde başlayabilirmiyim ,benimle bu hikayeye yürürmüsünüz,kayboldukları söylenen aşık'ların izinden gidelim.Buyrun lütfen ,



Birbirlerine hiç dokunmadılar,hiç yanyana gelip uzanmadılar bile,el ele tutuşmak mı ahh ne güzel olurdu .Bir dokunuş değil miydi ,kalpte takılı kalan ama olmadı.Olmadı hiç, başka eller değdi bedenlerine çok çok ama onlar bir kez bile dokunamadılar birbirlerine.Yazgıları böyleydi,yanyana duramadılar isteselerde.Ama kalpleriydi iç içe olan,sıradan olamıycak kadar güzel,dokunamayacak kadar ateş'tiler.Büyük olanı düşlüyor ve yol'unda sabırla gidene eşlik ediyorlardı.Büyük olan elbette ki "AŞK"dı.Onlar aşk'ın yanında aşk'a sıcak aşık'dılar.Ama dedim ya bir kez bile yanyana gelemediler.Biri hep önde olana arkaydı.Aşk düşürmüştü onları yola,aşk'ın yolunda ,yanında ,önündeydiler.Aşk için aşığa,yandaş oldu birisi ,diğeri alındaş.Akılları birbirlerinde , çok sevdiler.Hiç kavuşamadılar ,el ele tutuşmadılar hiç , birbirlerine değmedi bedenleri.Aşk'a yarenlikten yandı bedenleri,yolda olan yanıyordu .Sevgililerden biri hemen aşkın koltuğunun altına girdi,diğeri aşk'a dayadı kendini,öylece severek yandılar ,yanarak dokundular birbirlerine ancak.Önce iki arkadaş,haldaş ve sonra AŞK'la hemhal oldular.



Onların muradı böyle yanmakmıydı bilinmez ama bana bu satırları yazdırdılar.Şimdi sizden dileğim onları bulmanız,izlerine bakıp takip etmeniz.Kim olduklarından banane diyenler canınız sağolsun,bulanlar mutlaka benimle paylaşsın.Hepimiz beraber şaşıralım :-)

ADINI SEN KOY






Gel , can suyuma kat
Seni
Akalım beraber
Hayat'ta
Neyim yoksa ,tamamla
Beni
Eksik+ sen gel , tam
olalım
Yarı(i)m ben bekliyorum
Seni

13 Temmuz 2012 Cuma

SON 48 SAAT




Hepimiz kendimizi ilgiye değer hissederiz,kendimizce ilahi plan da yeri olan yaşamakla sorumlu varlıklarızdır.Yüksek sesle söylemesek bile,şımartılmak ,farkında olunmak isteriz.Ne yazık ki sözle söylemediğimiz hiç bir hiçbir şey bize gelmez.Bir dilek bir istek ancak dile gelirse vücut bulur.Ama biz hep,biz söylemeden anlayanlarla karşılaşmayı bekler dururuz. Burda şunu yazmak isterim .Daha çok beklersiniz.Ben dahil demek isterdim size moral olması açısından fakat son 48 saatte bu konuda baya bilgi edindim.Dünya yüzünde çok az insanın başına gelmiş ,anlaşılmak denen kutlu olay siz söze görev vermedikçe ,sanal alemde asılı kalır.İçinizden geçenleri kim bilebilir ki ancak aynı yolu paylaştığınız,gönül bağı veya teknoloji ile sürekli irtibat halinde olduğunuz ,ilgiyi ve bilgiyi asla esirgemediğiniz,(esirgemeyen) en önemlisi kalp kapılarını sonuna kadar açtığınızdır.Sizi ve aklınızdan geçenleri bilen.Kaç kişidir, kiminizdir.İnsan tanınmak ve bilinmek ister ,ilahi planın bir parçasıdır, en saf haliyle,yaradanın aynasıdır.Tanınmak ve bilinmek duygusunun altında olan ise koskoca bir SEVİLMEK'tir.Sevilmek ,sevilmek ve çok sevilmek isteriz.Bir kere bu hal baş gösterince dalga dalga yayılır bütün benliğine,görev ve sorumluluk duygularını üzerine örtmek istersin,baş etmeye çalışırsın.Korkarsın , çünki ya vermezlerse sana , yaradan için "zerre "olan , senin kalbini dolduracağı için insanlar tarafından zor verilir gibi gösterilen sevgiyi.Korkma; seslen ,mutlaka sesini duyacak birileri var.Bu dünya'ya yalnız kalmaya gelmedik.Tesadüfen doğmadık ,seçildik ve bedenlendik.Yolumuza çıkan her insan da aslında bizim için seçildi.Hadi kendimizi ve yolumuza çıkan her kimse kardeş,sevgili,dost kuzen,yeğen ,amca birbirimizi değerli kılalım.Sevgimizi paylaşalım ,birbirimize dokunalım ,sakınmayalım "zerre" olanı ,biraz ilgi herşey'in başlangıcı, bazen agresif tavırlar,anlaşılmaz olmak aslında ,hey ben burdayım seni seviyorum ve sevmeni bekliyorum'dur .Gerisi yüreğinizi açtıkça geliyor.Soru:Ben ne zamandır mı biliyorum ?Cevap:son 48 saat


R

11 Temmuz 2012 Çarşamba

HAKSIZLIĞI DA KOYDUM BAVULA




Neyim tam olmuştu ki benim
Ne sevdam,ne kendim
Yaşadım yaşamasına da
ANLADIM Kİ
Hiç bir şeyim tam olmamış benim
Ne sevdam ,ne kendim



Gitmek ister her insan bir yerden,bir kalpten bir zaman uzağa, bir duygu mesafesi de olsa ,tek başına biriktirdiği yalnızlıklarını koyup bavula.Haksızlıkları da koymalı götürmeli yüreğinin götürdüğü uzağa, gömmeli bir daha kimseye musallat olmasınlar.Bir biletim olmadı ki gideyim,gitmeye bilet gereklimi o da muamma.Bir yere giderken evet de,kalpten giderken anlar insan bileti çoktan kesilmiş.Öyleyse bavula da gerek yok,taşıyamazsın onca anıyı, ağır gelir. Açılınca bavul,rengarenk yaşanmışlıklar koyar sana ,sorarsın kendine niye diye.Gittiğin yer uzaktır ya,sınırı geçerken kötü anlar silinir ,sevda yüklü anlar kalır.Bavulu taşıdığına mı yanarsın ,açtığınamı ? Süzülür gözünden sen istemesen de yaşlar hani şarkıda diyor ya birisi sen ,birisi ben iki damla yaş süzüldü gözlerimden , bu şarkıların hepsi sana yazılmış,seni anlatıyor sanarsın anlarsın gitmişsin sen.













http://www.youtube.com/watch?v=cu7sugmAGew&feature=player_detailpage

6 Temmuz 2012 Cuma

AYDİ ANIM EVİNE FULYA ALASIN

Bütün kızlar toplandık,kime mi gittik ? Bir çiçek en narin en naif,mis kokulu,zarif yumuşak.Sevgiyle sulanmalı özenle bakılmalı,ederi;yüreğimizde ki derin yer,pahası ışıltısı.Candır,arkadaştır,melektir,kuzendir.Hayat'a meraklı,gülücük gülücük bakan,menekşeleriyle konuşan,renk çümbüş'ü evinde,cevizli- bademli sofralar hazırlayan ateş böceğidir o.Kendisi zamansız büyümüş,yaşı unutulmuş.Hiç gereği yokken, olgunluk liyakatı ile taltif edilmiş.Sevgi çiçeği,özgür çocuğun karısı,Ali'nin FİLLO'su ,Derin'in alası,doğurmadığı bir çok çocuğun "Annesi"dir .Konuşurken bile makamına uyduran,biraz sirtaki biraz roman döktüren,bize hiç çalmadığı, müzik aletini öğreten,bir örtmendir. Bütün kızlar toplandık.Sana geldik,senin doğmana VESİLE olan dekolte kadın,spor arabalı,yeşilli,pufidi kadın,gelinlerin efendisi,hayatına Dalca budak yapmış komşu kadın ve tabi ki okur-yazar bir kadın.Senin de yazdığın gibi güldük ,ağladık çokça yedik,birbirimize dualar ettik.Madem şarkı söyledik toplandık diye bir başka şarkı ile devam edelim.Tek taşımızı kendimiz almadık(bazılarımız)tek başımıza yalnız kalmadık, anladık,birbirmize her zamankinden fazla sarıldık.Anları kaydettik.Kıymetlim,bize biz gerek,bize başka ne gerek. Hocam'a not:Çok özür biraz serbest yazdım,zira yukarıda adı geçen nadide çiçek size biraz içerlemiş.Biraz bozuk imlanın samimiyetten olduğunu düşünüyor. Okuyucuma not:Bir çok takipçim olduğunu biliyorum bir de google+ ları olsa yorum yazabilecekler(böylece neden yorum yazamıyorsunuz anlaşıldı umarım)Adı geçen çiçek:FULYA,VESİLE-dekolte,teyzoşum (altın kızlardan),spor arabalı teyzoşum Nurhan oda altın,Dalca o kendini biliyor ama yinede yazayım kuzen Fulya'nın canı,yukarda adı geçmedi kendisi yoktu. Çağla'ya da selam üzülmesin onu seviyoruz.:-)ve diğerlerini.