20 Temmuz 2012 Cuma

VE NEDEN UNUTUR HAYATI KADIN



Beni tanıyanlar bilir neşeli bir beşerim ben hayatı şaka gibi yaşamayı severim. Yeni tatlar bulmayı, yeni insanlarla tanışmayı, hayata renk katacak şeylerin peşinden gitmeyi severim. Bir de sizinle tanıştırmak isterim, korkularım vardır benim bazen komik bazen de acılı. Bazı şeylerden kaçmak isteseniz bile, gelir durur önünüze, ne yapsanız çekilmez. Görmezden geldim, iteledim; yok, hep karşımda. İyi de neden? Güzel soru; bir cevap yok henüz, çalışıyorum. Bütün mesele bir film. Bir film seyrettim dünyam değişti derler, ben seyretmesem iyiydi diyeceğim fakat onu da diyemiyorum; çok güzeldi. Görüntüler, duygu, oyuncular, sıcacık romantik filmdi. Bu aralar filmler, müzikler ve sözlerle çok ilgilenir oldum, biraz da ağlak oldum ama bunun korku durumumla bir ilgisi yok diye düşünüyorum. Neden korkar insan bir duygudan, başına gelirse ne olur korkusu mudur bu ya da öncelerden gelen bir bilgi midir, yaşanacağına dair. Şimdiye kadar öğrendiğim hislerim adına hiçbir şey nedensiz değildir. Mesela şaşırmaktan değil şaşmaktan korkarım, korkularımdan çözdüklerimle yola devam ederim. Avm'lerde terk edilmek korkumu yeni çözdüm; bu nasıl korku demeyin, valla korkutuyor. Çok derin çalışmalar yaptım, merak edenlerle paylaşırım.

Film "The Notebook". Şiddetli, imkansız, zorlu bir aşk, uzun bir birliktelik, çocuklar, torunlar... Aşk hiç bitmiyor, güçlüyse içinizde bir yerde bekliyor. Her gün beş dakika bile olsa sevdiği kadına aşklarını ve kendisini hatırlatmak için gün boyu kitap okuyan bir erkek (her gün ve hep aynı kitap), çünkü günün sonunda kadın hatırlıyor. Ağır bir demans kadının hastalığı, gittikçe hatırladığı anlar azalıyor. Artık seyredin dememe gerek yok, yok da ben neden korktum "UNUTTUM"



"NEVER LET GO" LÜTFEN DİNLEYİN
http://www.youtube.com/watch?v=9G4ZlwHssao&feature=player_detailpage

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Yazılarını editlerken hep noktalı virgül koyasım geliyor. Yine de ister noktalama işaretleri yanlış olsun ister biraz karmaşık olsun her zaman bir öncekinden daha iyi, daha duygulu bir yazınla karşılaşıyorum. Yazma konusunda iyi ki de sana çekmişim, annelerin en yazanı.